FİİLİMSİLER (EYLEMSİLER)
Fiillerin aldığı kip eklerini almayan, fiilden türediği halde cümlede isim, sıfat ve zarf görevini üstlenen; ekfiil almadan yüklem olamayan; sadece yan cümlecik kurabilen isim soylu sözcüklerdir.
Fiilden türetilmiş her isim soylu sözcük, fiilimsi olamaz. Bir sözcüğün fiilimsi sayılabilmesi için;
· fiilden türemiş olması
· fiil anlamını bütünüyle yitirmemesi
· cümlede ad, sıfat ve zarf göreviyle kullanılması
· yan cümlecik oluşturması gerekir.
Bu maddeleri "oku-" eylemiyle örneklendirelim:
· Bunları okumak istemiyorum. (Fiilimsi, eylem adı)
· Okumanın tadı bir başkadır. (Fiilimsi, eylem adı)
· Okuyan insan, yorum yapabilir bence. (Fiilimsi, sıfat görevinde)
· Okuyacak bir şeyler arıyordum. (Fiilimsi, sıfat görevinde)
· Kitabı okumadan yorum yapamam. (Fiilimsi, zarf görevinde)
· Aldığı notu okur okumaz beni aradı. (Fiilimsi, zarf görevinde)
FİİL İLE FİİLİMSİ ARASINDAKİ BELLİ BAŞLI FARKLAR VE FİİLİMSİLERLE İLGİLİ ÖZELLİKLER ŞUNLARDIR:
· Fiiller temel cümle, fiilimsiler yan cümlecik kurar.
· Fiiller, çekimlenerek yüklem olur, fiilimsiler ekfiil alarak yüklem olur.
· Fiilimsilerin yüklem olduğu cümleler İsim cümlesi, fiillerin yüklem olduğu cümleler fiil cümlesi olur.
· Bir cümlede kaç tane fiilimsi varsa o kadar da yan cümlecik bulunur.
· Fiiller, kişilere göre çekimlenebilir; fiilimsilerin genelinde fiil çekimi yoktur.
· Fiilimsi ekleri, yapım ekleri olduğu için bütün fiilimsiler, türemiştir.
· Fiilimsilerin yer aldığı cümleler yapısı bakımından "girişik - bileşik" cümle sayılır. Böyle cümleler birden çok yargı içerir.
Fiilimsiler görev ve anlamları bakımından üçe ayrılır:
1. İSİM - FİİLLER (AD - EYLEMLER):
Fiil kök ya da gövdelerine "-mak/ -mek, -ma / -me, -ış / -iş / -uş / -üş" ekleri getirilerek oluşturulur:
Bu ofiste çalışmak istiyorum.
Filmi izlemeyi ben de çok istedim.
Ulusa seslenişi herkesi etkilemişti.
Bu cümlelerdeki altı çizili sözcükler isim-fiil olarak kullanılmıştır.
-mak(-mek) yapılı isim - fiiller, belirtisiz ad tamlamasında tamlayan olabilir:
Kazanmak isteği her insanın gönlünden geçer.
"-me, -iş" yapılı isim - fiiller, belirtili ve belirtisiz ad tamlamalarında tamlayan ya da tamlanan olabilir:
İnanma ihtiyacı, insanın doğasında var olan bir olgudur.
Tamlayan
Apartmanın girişi tertemiz olmuştu.
Tamlanan
Direnmenin anlamı yok, sen hatalısın.
Tamlayan
Soruyu çözüşü biraz ilginçti.
Tamlanan
"-mek, -me, -iş" eki almış kimi sözcüklerde eylem anlamı yoktur. Bunlar fiilimsi özelliğini yansıtmaz, tamamen ad sayılır:
Çizme, kavurma, dondurma, ekmek, yemek, kızartma... gibi.
İsim - fiiller; cümlede özne, nesne, tümleç ve ekfiil alarak yüklem olabilir:
Kazanmak, insana keyif verir. Özne (isim-fiil)
Annem gitmeyi düşünmüyordu. Nesne (isim-fiil)
Gülmeye bile hasrettik burada. D.T. (isim-fiil)
En büyük ideali yarışmaktı. Yüklem (isim-fiil)
İsimfiiller, yan cümlecik oluşturur. Cümlenin hangi öğesinde isim-fiil varsa o öğe yan cümlecik olur:
Alevlerin bir anda yükselmesi / herkesi tedirgin etmişti.
Yan cümlecik (Özne) Yüklem
2. SIFAT - FİİLLER (ORTAÇLAR):
Fiil kök veya gövdelerine "-an, -ası, -mez, -ar, -dik, -cek, -imiş" ekleri getirilerek oluşturulur. Bu eklerden birini alan sözcük, sıfat-fiil olmanın yanı sıra, sıfat özelliği de göstermeye başlar.
Yukarıdaki örneklerde altı çizili sözler, bir adı niteledikleri için sıfat; fakat fiil olma özelliklerini yitirmedikleri için sıfat-fiil (ortaç) olarak adlandırılır.
Sıfat-fiiller, sıfat tamlamalarında tamlayan olarak kullanılır:
Yüzen ev, kıyıya ulaşmıştı.
Sıfat tamlaması
Sıfat-fiiller de adlaşmış sıfat olarak kullanılabilir:
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar. (Adlaşmış Sıfat-fiil)
Fiillerden türeyen bütün sıfatlar, sıfat-fiil değildir. Sıfat-fiil olabilmeleri için fiil anlamlarını da sürdürmeleri gerekir. Sıfat-fiillerin olumsuzları "-me, -ma" ekleriyle yapılabilir:
Konuşan toplum Konuşmayan toplum
Sıfat-fiil (olumlu) Sıfat-fiil (olumsuz)
Çözülmüş sorular Çözülmemiş sorular
Sıfat-fiil (olumlu) Sıfat-fiil (olumsuz)
Bildik çevre Bilmedik çevre
Sıfat-fiil (olumlu) Sıfat-fiil (olumsuz)
Sıfat-fiil ekleriyle türeyen; fakat eylem anlamını bütünüyle kaybeden, yani fiilimsi özelliği taşımayan sözcüklerimiz de bulunmaktadır:
tükenmez (kalem), çekecek, dolmuş, yakacak, yemiş, giyecek, içecek... gibi.
3. ZARF - FİİLLER (BAĞ - FİİLLER / ULAÇLAR):
Fiil kök ya da gövdelerine "-ip, -ince, -erek, -dıkça, -madan, -alı, -dığında, -meksizin, -esiye, -(e)rken, -e ... -e, -(i)r ... -mez" ekleri getirilerek yapılır. Bağ-fiiller cümlede genellikle zarf görevi üstlenir:
Yanımıza gelip bir açıklama yaptı. (Yanımıza geldi ve bir açıklama yaptı.)
bağlayıcı unsur olmuş
Olan biteni sırıtarak anlatıyordu.
ZF (Durum)
Uyanınca beni ararsın.
ZF (Zaman)
Utana sıkıla çaldım kapıyı.
ZF (Durum)
Babam geldiğinde ben uyuyordum.
ZF (Zaman)
Uçaktan iner inmez annemi aradım.
ZF (Zaman)
Durmadan konuşuyor, bizi boğuyorsun.
ZF (Durum)
Emekli olalı tam sekiz yıl, uzak durdu kapalı mekanlardan.
ZF (Zaman)
Kardeşlerinin ikisini de ölesiye seviyordu.
ZF (Durum)
Bu cümle örneklerinde de görüldüğü gibi zarf-fiiller, cümlede daha çok zarf tümleci görevi üstlenmekte, eylemleri durum ya da zaman bakımından belirtmektedir.
ÖRNEK SORULAR: